Denizlerdeki kirlilik her geçen gün artarken, bilhassa balıkçıların avlanmak için kullandığı, sonrasında denizlerde bırakılan yahut parçalanan ağlar, birçok deniz canlısının hayatını tehlikeye atıyor.
Denize atılan ağların kimileri kayalıklara, kimileri tekne motorlarına takılıp kopuyor. Bırakılan ağlar, yüzyıllar boyunca deniz tabanında çürümeden kalabiliyor.
AĞI DALIŞTA BULDU
Son olarak bir hayalet ağ, her yıl binlerce yerli yabancı turisti ağırlayan Konyaaltı Kıyısı’nda bulundu. AÜ Su Eserleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, oğluyla kıyıda yaptığı dalışta, su alım ünitesindeki istilacı cinslerden istiridye ve midyelere takılıp kopan bir hayalet ağ buldu.
Prof. Dr. Gökoğlu, topladığı ağda onlarca deniz canlısının öldüğünü gördü. O anlar su altı kamerasıyla görüntülendi, ağa takılıp ölen birtakım canlıların ise sadece iskeletlerinin kaldığı görüldü.
Fırtına sonrasında denizdeki değişiklikleri izlemek için Konyaaltı Kıyısı’na dalış yaptıklarını söyleyen Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, “Su içerisindeki kuvvetli akıntı nedeniyle görüş çok uygun değildi. Suyun soğukluğu nedeniyle Kızıldeniz’den gelen istilacı cinslerin hareketinin azaldığını gördük. Bilhassa aslan balıkları suyun altında adeta uyuşmuş vaziyette, balon balıkları da eskisi üzere hareketli değil” dedi.
‘DOĞAYI TÜKETİYOR’
Gördükleri hayalet ağdan ötürü üzüldüklerini söyleyen Prof. Dr. Gökoğlu, “Balıkçımız gelmiş, su alım ünitesi boruları üzerine ağ atmış fakat ağı alamamış. Ağı alamamasının sebebi de tekrar egzotik tipler.
Bilhassa Kızıldeniz anavatanlı istiridye ve midyeler nedeniyle ağ bunların kabuklarına dolanmış ve alınırken ağı yırtmış. Kalan ağda ise çok sayıda canlı ölmüş. Ağın üzerinde balıklar, salyangozlar, yengeçler var ölmüş şekilde” diye konuştu.
Hayalet ağların deniz tabanında yüzlerce yıl kaldığını belirten Prof. Dr. Gökoğlu, “Hayalet ağlar doğayı tüketmeye devam ediyor. Biz tabi bu ağları zahmetle de olsa topladık. Hayalet ağlar çürüyene kadar ekosistemi tüketir. İmajlarda de gözüküyor zati. Ağın içerisinde onlarca canlı ölmüş, hatta iskeletleri kalmış. Deniz içerisindeki kurtlar bir kısmını yemiş, bir kısmı da hala olduğu üzere duruyordu” dedi.
