Sektörde teknik altyapı ve kıssa anlatım biçimi olarak ülkemizin çok ilerlediğini belirten Murat Saraçoğlu, “Bugün Arjantin’den Pakistan’a kadar ve artık Doğu Avrupa, Batı Avrupa üzere birçok yere öykülerimizi satabiliyoruz. İnanıyorum ki üçüncü dünya ülkelerinin asıl kadim öykülerini en âlâ anlatan ülkeyiz. Bir defa buna alışmamız lazım. Evvelden dizilerimizi biraz küçümserlerdi. Artık o denli bir düzeye geldik ki hem çok uygun anlatıyoruz öykülerimizi hem bölümümüz çok büyüdü. Hem de bunu gören Amerikalı, Koreli ya da Arap dünyasından turistler, ülkemize gelip burada kurumsallarını kurmaya başladılar. Bizim öykülerimizi satın almaya ve dünyaya satmaya başladılar. Çok çeşitlilik var. Çok fazla dijital platform kuruldu. Anlatılacak öyküler çok, mecra da çok. Münasebetiyle buradan büyük bir kazanıma gerçek gidiyoruz diye umuyorum” dedi.
“BÜYÜK BİRİKİMİMİZ VAR”
Türk sinemasının seyirciyi yakaladığı birinci yerin Türk edebiyatını kullanması olduğunu lisana getiren ünlü direktör, “Büyük bir maden var, büyük birikimimiz var. Kullanmalıyız. Hayallerim var. Bir roman adaptasyonu üzerine çalışıyoruz müellifiyle birlikte. Umuyorum yapabilirim” dedi.
“ÇOK ETKİLENDİĞİM BİR USTA”
Murat Saraçoğlu, Yeşilçam sinemalarını izleyerek büyüdüğünü, birçok direktörü örnek aldığını söyledi: Hiç tanışmasam da ‘Usta’ dediğim direktör ve yazdıklarını, konuştuklarını takip ettiğim direktörlerin başında Ömer Lütfü Akad geliyor. Anadolu’ya bakışından çok etkilendiğim bir usta. Halit Refiğ de o denli. Ömer Kavur’un kendine has biçiminden çok etkilendim. Metin Erksan üniversitede konuk hocaydı.
“SEYİRCİMİZ MUHAKKAK HİSSEDİYOR”
‘Bir Vakitler Çukurova’ dizisini yöneten Saraçoğlu, “Çukurova’nın sevilmesinin en kıymetli sebebi bence samimiyet ve işe bağlılık. Bizim seyircimiz muhakkak hissediyor. Yeşilçam sinemalarıyla büyüdük. Artık o hissi yaptığımız işlerde göstermeye çalışıyoruz. ‘Bir Vakitler Çukurova’ çok güçlü ve çengelleri çok olan, vaat edici bir öyküye sahip devir. Aşk öyküsüne, o üçgene birinci başta çok inandılar. Tek bir şey üzerinden, tek bir oyuncu ya da tek bir husus üzerinden değil bütün olarak kabul gördü ve seyirci teveccüh gösterdi. Dört yıldır devam ediyoruz” biçiminde konuştu.
Sektörde teknik altyapı ve kıssa anlatım biçimi olarak ülkemizin çok ilerlediğini belirten Murat Saraçoğlu, “Bugün Arjantin’den Pakistan’a kadar ve artık Doğu Avrupa, Batı Avrupa üzere birçok yere öykülerimizi satabiliyoruz. İnanıyorum ki üçüncü dünya ülkelerinin asıl kadim öykülerini en âlâ anlatan ülkeyiz. Bir defa buna alışmamız lazım. Evvelden dizilerimizi biraz küçümserlerdi. Artık o denli bir düzeye geldik ki hem çok uygun anlatıyoruz öykülerimizi hem bölümümüz çok büyüdü. Hem de bunu gören Amerikalı, Koreli ya da Arap dünyasından turistler, ülkemize gelip burada kurumsallarını kurmaya başladılar. Bizim öykülerimizi satın almaya ve dünyaya satmaya başladılar. Çok çeşitlilik var. Çok fazla dijital platform kuruldu. Anlatılacak öyküler çok, mecra da çok. Münasebetiyle buradan büyük bir kazanıma gerçek gidiyoruz diye umuyorum” dedi.
“BÜYÜK BİRİKİMİMİZ VAR”
Türk sinemasının seyirciyi yakaladığı birinci yerin Türk edebiyatını kullanması olduğunu lisana getiren ünlü direktör, “Büyük bir maden var, büyük birikimimiz var. Kullanmalıyız. Hayallerim var. Bir roman adaptasyonu üzerine çalışıyoruz müellifiyle birlikte. Umuyorum yapabilirim” dedi.
“ÇOK ETKİLENDİĞİM BİR USTA”
Murat Saraçoğlu, Yeşilçam sinemalarını izleyerek büyüdüğünü, birçok direktörü örnek aldığını söyledi: Hiç tanışmasam da ‘Usta’ dediğim direktör ve yazdıklarını, konuştuklarını takip ettiğim direktörlerin başında Ömer Lütfü Akad geliyor. Anadolu’ya bakışından çok etkilendiğim bir usta. Halit Refiğ de o denli. Ömer Kavur’un kendine has biçiminden çok etkilendim. Metin Erksan üniversitede konuk hocaydı.
“SEYİRCİMİZ MUHAKKAK HİSSEDİYOR”
‘Bir Vakitler Çukurova’ dizisini yöneten Saraçoğlu, “Çukurova’nın sevilmesinin en kıymetli sebebi bence samimiyet ve işe bağlılık. Bizim seyircimiz muhakkak hissediyor. Yeşilçam sinemalarıyla büyüdük. Artık o hissi yaptığımız işlerde göstermeye çalışıyoruz. ‘Bir Vakitler Çukurova’ çok güçlü ve çengelleri çok olan, vaat edici bir öyküye sahip devir. Aşk öyküsüne, o üçgene birinci başta çok inandılar. Tek bir şey üzerinden, tek bir oyuncu ya da tek bir husus üzerinden değil bütün olarak kabul gördü ve seyirci teveccüh gösterdi. Dört yıldır devam ediyoruz” biçiminde konuştu.
