Marmara Denizi’nin Tekirdağ kıyılarında görülen, zehirli olarak bilinen pusula denizanaları (chrysaora hysoscella) vatandaşları huzursuz etti.
Doğal ömür alanları Akdeniz ve Ege Denizi olan zehirli pusula denizanaları, artan hava sıcaklıkları ile birlikte denizlerin ısınması ve kirliliğe bağlı olarak Marmara’da da görülmeye başladı. Kırmızı, kahverengi ve sarı renklerde olabilen, 1.5 metreyi bulan kollara sahip denizanaları vatandaşlarda kaygı uyandırdı.
“NE ÖLÜSÜ NE DİRİSİNE DOKUNMAYIN”
Uzmanlar, pusula denizanasının ne ölüsüne ne de dirisine dokunulmaması gerektiğini belirterek, temas edilmesi halinde amonyak ya da sirke ile yıkanarak sıhhat kuruluşlarına haber verilmesi gerektiğini vurguladılar.
“DENİZE GİRMEKTEN KORKUYORUZ”
Zehirli Denizanalarını yakından incelemeye çalışan Ayhan Fazilet, “İlerde de var. 4-5 tane gördüm. Kıyıya hakikat geliyorlar. Ondan sonra geri gidiyorlar. Biraz zehirliymiş herhalde denize girmeye korkuyoruz. Yakından bakıyoruz ancak yaklaşıp ellersek tehlikeli, ellemesen bir şey yok” dedi.
MÜSİLAJA EMSAL GÖRÜNTÜ! BİNLERCESİ KIYISI KAPLADI
İzmit Körfezi’nde denizin rengi geçtiğimiz günlerde ‘kokolitofor’ isimli organizmalar sebebiyle turkuaza dönmüştü. Evvelki gün ise Körfez ilçesi Tütünçiftlik kıyısını küçük uzunluklardaki binlerce denizanası kaplamıştı.
Sahilde yaşanan kirlilik ise makus bir manzara oluşturdu. Kıyıda yosunların yüzeye vurmasıyla ‘müsilaja misal imaj oluşmuştu. Atılan atıklar, ekmekler ve yosunlarla kaplanan kıyıda denizanaları da kirliliğin ortasında kalmıştı.
“ÇOK TEHLİKELİ… ELİ, BACAĞI YAKIYORLAR”
Mersin’in beğenilen turizm noktalarının başında gelen Kızkalesi’nde meyyit olarak kıyıya vuran çok sayıda denizanasının belediye grupları tarafından temizlenmesinin akabinde, denizanaları geçtiğimiz haftalarda Mersin’in merkezinde ortaya çıkmıştı. Merkez Mezitli ilçesi kıyısında gezintiye çıkan vatandaşlar, meyyit olarak kıyıya vuran denizanaları ile karşılaştı. Kıyıda yürüyüşe çıkan ve denizanalarını görünce şaşkınlık yaşadığını belirten Gökçe Kar, “İki tane denizanası var, bir tanesi çok büyük. Bayağı vahim gözüküyorlar. Bunlar çok tehlikeli, eli, bacağı yakıyorlar” demişti.
“BALIKÇILARIN AĞLARINA TAKILIP, TEKRAR DENİZE ATILMALARIYLA KIYIYA VURDUKLARINI DÜŞÜNÜYORUZ”
Mersin Üniversitesi Su Eserleri Fakültesi Sürece Teknolojisi Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Ayas, denizanalarının son periyotta Mersin’de ağır olarak görülmelerinin nedenleri ve tehlikelerini İHA muhabirine anlattı.
Denizanalarının uzun müddettir Mersin Körfezi’nde olduklarını söyleyen Prof. Dr. Ayas, son olarak turizm açısından Mersin için kıymetli bir bölge olan Kızkalesi’nde çok sayıda denizanasının kıyıya vurduğunu belirtti. Ayas, “Denizanaları ya akıntı sistemleriyle dalgalarla kıyıya geliyorlar ya da balıkçılık dönemi devam ettiği için daha büyük bir olasılıkla bilhassa troller ve uzatma ağlarına takılan bu denizanaları denize tekrar atılıyorlar. Bunlar da meyyit olarak kıyıya vurmuş olabilir. Biz bunun üzerinde daha çok duruyoruz. Yani Kızkalesi’nde çok sayıda kıyıya vuran denizanasının muhtemelen bir av aracıyla yakalanıp denize atılması ve sonrasında da kıyıya vurması formunda gerçekleştiğini düşünüyoruz” kelamlarını lisana getirdi.
“ÖLSELER DAHİ YAKICI TESİRLERİNİ BİR MÜHLET KORUYORLAR”
“Rhopilema nomadica” denilen ve Kızıldeniz’den gelen bu denizanası cinsinin çok büyük olabildiğine işaret eden Ayas, “Bunlar 8-10 kiloluk bir kütleye ulaşabiliyorlar. Tehlikeli ve zehirli bir cins. Bununla ilgili ihtarlar yapılıyor. Hem balıkçıları uyarıyoruz hem de Kızkalesi’nde olduğu üzere kıyıya vuran denizanaları olduğunda, bunların flementlerinde ölseler dahi belirli bir mühlet bu yakıcı tesirlerini koruyorlar. Bu manada da mutlaka dokunmamak gerekiyor” diye konuştu.
“KESİNLİKLE DENİZANALARININ OLDUĞU BÖLGELERDE DENİZE GİRMESİNLER”
Havaların ısınmaya başladığını ve Mersin’de artık insanların denize girdiklerini vurgulayan Ayas, “Denize giren vatandaşlara da ikazımız var. Mutlaka denizanalarının olduğu bölgelerde denize girmesinler, çok önemli yaralanmalara neden olabilir. Biz, bu tıbbın akıntılarla birlikte Nisan ayı içerisinde körfezden çıkacağını düşünüyoruz. Turizm üzerinde bir tesirini beklemiyoruz, lakin şayet çıkmazsa da önemli bir düşünceye neden olabilir” sözlerini kullandı.
Marmara Denizi’nin Tekirdağ kıyılarında görülen, zehirli olarak bilinen pusula denizanaları (chrysaora hysoscella) vatandaşları huzursuz etti.
Doğal ömür alanları Akdeniz ve Ege Denizi olan zehirli pusula denizanaları, artan hava sıcaklıkları ile birlikte denizlerin ısınması ve kirliliğe bağlı olarak Marmara’da da görülmeye başladı. Kırmızı, kahverengi ve sarı renklerde olabilen, 1.5 metreyi bulan kollara sahip denizanaları vatandaşlarda kaygı uyandırdı.
“NE ÖLÜSÜ NE DİRİSİNE DOKUNMAYIN”
Uzmanlar, pusula denizanasının ne ölüsüne ne de dirisine dokunulmaması gerektiğini belirterek, temas edilmesi halinde amonyak ya da sirke ile yıkanarak sıhhat kuruluşlarına haber verilmesi gerektiğini vurguladılar.
“DENİZE GİRMEKTEN KORKUYORUZ”
Zehirli Denizanalarını yakından incelemeye çalışan Ayhan Fazilet, “İlerde de var. 4-5 tane gördüm. Kıyıya hakikat geliyorlar. Ondan sonra geri gidiyorlar. Biraz zehirliymiş herhalde denize girmeye korkuyoruz. Yakından bakıyoruz ancak yaklaşıp ellersek tehlikeli, ellemesen bir şey yok” dedi.
MÜSİLAJA EMSAL GÖRÜNTÜ! BİNLERCESİ KIYISI KAPLADI
İzmit Körfezi’nde denizin rengi geçtiğimiz günlerde ‘kokolitofor’ isimli organizmalar sebebiyle turkuaza dönmüştü. Evvelki gün ise Körfez ilçesi Tütünçiftlik kıyısını küçük uzunluklardaki binlerce denizanası kaplamıştı.
Sahilde yaşanan kirlilik ise makus bir manzara oluşturdu. Kıyıda yosunların yüzeye vurmasıyla ‘müsilaja misal imaj oluşmuştu. Atılan atıklar, ekmekler ve yosunlarla kaplanan kıyıda denizanaları da kirliliğin ortasında kalmıştı.
“ÇOK TEHLİKELİ… ELİ, BACAĞI YAKIYORLAR”
Mersin’in beğenilen turizm noktalarının başında gelen Kızkalesi’nde meyyit olarak kıyıya vuran çok sayıda denizanasının belediye grupları tarafından temizlenmesinin akabinde, denizanaları geçtiğimiz haftalarda Mersin’in merkezinde ortaya çıkmıştı. Merkez Mezitli ilçesi kıyısında gezintiye çıkan vatandaşlar, meyyit olarak kıyıya vuran denizanaları ile karşılaştı. Kıyıda yürüyüşe çıkan ve denizanalarını görünce şaşkınlık yaşadığını belirten Gökçe Kar, “İki tane denizanası var, bir tanesi çok büyük. Bayağı vahim gözüküyorlar. Bunlar çok tehlikeli, eli, bacağı yakıyorlar” demişti.
“BALIKÇILARIN AĞLARINA TAKILIP, TEKRAR DENİZE ATILMALARIYLA KIYIYA VURDUKLARINI DÜŞÜNÜYORUZ”
Mersin Üniversitesi Su Eserleri Fakültesi Sürece Teknolojisi Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Ayas, denizanalarının son periyotta Mersin’de ağır olarak görülmelerinin nedenleri ve tehlikelerini İHA muhabirine anlattı.
Denizanalarının uzun müddettir Mersin Körfezi’nde olduklarını söyleyen Prof. Dr. Ayas, son olarak turizm açısından Mersin için kıymetli bir bölge olan Kızkalesi’nde çok sayıda denizanasının kıyıya vurduğunu belirtti. Ayas, “Denizanaları ya akıntı sistemleriyle dalgalarla kıyıya geliyorlar ya da balıkçılık dönemi devam ettiği için daha büyük bir olasılıkla bilhassa troller ve uzatma ağlarına takılan bu denizanaları denize tekrar atılıyorlar. Bunlar da meyyit olarak kıyıya vurmuş olabilir. Biz bunun üzerinde daha çok duruyoruz. Yani Kızkalesi’nde çok sayıda kıyıya vuran denizanasının muhtemelen bir av aracıyla yakalanıp denize atılması ve sonrasında da kıyıya vurması formunda gerçekleştiğini düşünüyoruz” kelamlarını lisana getirdi.
“ÖLSELER DAHİ YAKICI TESİRLERİNİ BİR MÜHLET KORUYORLAR”
“Rhopilema nomadica” denilen ve Kızıldeniz’den gelen bu denizanası cinsinin çok büyük olabildiğine işaret eden Ayas, “Bunlar 8-10 kiloluk bir kütleye ulaşabiliyorlar. Tehlikeli ve zehirli bir cins. Bununla ilgili ihtarlar yapılıyor. Hem balıkçıları uyarıyoruz hem de Kızkalesi’nde olduğu üzere kıyıya vuran denizanaları olduğunda, bunların flementlerinde ölseler dahi belirli bir mühlet bu yakıcı tesirlerini koruyorlar. Bu manada da mutlaka dokunmamak gerekiyor” diye konuştu.
“KESİNLİKLE DENİZANALARININ OLDUĞU BÖLGELERDE DENİZE GİRMESİNLER”
Havaların ısınmaya başladığını ve Mersin’de artık insanların denize girdiklerini vurgulayan Ayas, “Denize giren vatandaşlara da ikazımız var. Mutlaka denizanalarının olduğu bölgelerde denize girmesinler, çok önemli yaralanmalara neden olabilir. Biz, bu tıbbın akıntılarla birlikte Nisan ayı içerisinde körfezden çıkacağını düşünüyoruz. Turizm üzerinde bir tesirini beklemiyoruz, lakin şayet çıkmazsa da önemli bir düşünceye neden olabilir” sözlerini kullandı.
