2009 seçimlerinde BBP Kahramanmaraş Belediye Lider Adayı olan ve merhum BBP Genel Lideri Muhsin Yazıcıoğlu ile muhafaza polisi Erol Yıldız’ın en yakın yol arkadaşı olan eski BBP Kahramanmaraş Vilayet Lideri Bekir Kılıç, İHA muhabirine açıklamalarda bulundu.
16 Mayıs günü olayın polise bildirilmeden 10 dakika evvel Erol Yıldız’ı iki kez aradığını ve ulaşamadığını belirten Kılıç, “16 Mayıs Pazartesi günü Ankara’ya seyahate çıkmadan evvel saat 10.18’de ve 10.19’da merhum Erol Yıldız kardeşimi telefonla aradım. Telefonu çaldı lakin karşılık vermedi. Genelde de bu türlü karşılık verir, karşılık vermese de çabucak yakın bir süreçte tekrar geri dönerdi. Ben de ‘Erol abi herhalde bugün uyanamadı’ gibisinden çok meraklanmıştım. Yaklaşık yarım saat sonra ortak diğer bir arkadaşımız beni aradı ve merhum Erol’un bir trafik kazası sonucu vefat ettiğini söyledi. Buna inanmak istemedim evvel. ‘Emin misin’ diye birkaç kez tekrarladım. Emin olduğunu GATA’ya geçtiğini söyledi. Sonra yeniden de ben teyit etmek için Mecliste birlikte çalıştığı öteki bir arkadaşı aradım. Bir amirini aradım teyit etmek için. O da olayın yanlışsız olduğunu söyledi. Çok derin bir ıstırap ile ne yapacağımızı bilmez bir hale geldik. Çok süratli bir biçimde Kahramanmaraş’tan Ankara’ya hakikat yol aldık” diye konuştu.
“SUİKAST VAR DA DİYEMEM YOK DA DİYEMEM”
Olayın suikast yahut diğer bir olay olduğunu şu anda söylemeyeceğini belirten Kılıç, “Olayın oluş halini bir türlü kabullenemedik. Zira merhum Erol Yıldız çok yiğit, çok güçlü ve babayiğit bir insandı. Akıllı ve zeki bir insandı. Kendi aracının altında kalma prosedürü ile vefatını bir kabullenemedik bir zihnimizde oturtamadık kimi şeyleri. Zira merhum Erol Yıldız şehit Muhsin liderimizin yanında, yakın korumalığını yapmış ve ister istemez birtakım bilgilere sahip olan bir kardeşimizdi. Ancak bu kaza ile Muhsin liderin davası ile bir bağlantısı var mı derseniz, bunu şu anda vardır yahut yoktur diye söylemem hakikat olmaz. Zira savcılık gerekli soruşturmayı başlattı. Emniyetimiz gerekli soruşturmayı yapıyor. Ve ben Muhsin liderin olayında olduğu üzere artık karanlık tarafların bırakılmayacağına inanıyorum. Türk yargısına güveniyorum. Lakin Erol Yıldız’ın vefatı bir sorunlu suikast mı derseniz, bunu şu anda söylemem çok hakikat olmaz. Şu anda daha çok kazaya yakın olduğu görünüyor. Şayet bir şaibe varsa da bunu Türk yargısı, Türk Emniyeti en kısa müddette çözecek ve vicdanları rahatlatacaktır diye düşünüyorum” halinde konuştu.
“YÜZDE 100 EMİN OLSAYDI 13 YIL BEKLEMEZDİ”
Erol Yıldız’ın Muhsin Yazıcıoğlu’na çok bağlı olduğunu söyleyen Kılıç şunları kaydetti:
“Eğer Erol Yıldız kardeşimiz vefat etmemiş olsaydı, bugün Kahramanmaraş’ta görülen Muhsin Yazıcıoğlu davasında tanıklık ve şahitlik yapacaktı. Neler söyleyecekti? Ne yapacaktı? Tabi ki bunu yalnızca en uygun kendisi bilirdi. Bizim özel görüşmelerimizde bizimle paylaştığı çok farklı bir durum yoktu. Fakat şuna inanıyorum ve eminim ki merhum Erol Yıldız, Muhsin liderin şehadetiyle ilgili o süreci net bir formda aydınlatacak bilgilere yüzde 100 sahip olsaydı, bunun için 13 yıl beklemezdi. Şu ana kadar ne mahkeme sürecini beklerdi ne de rastgele bir süreci beklerdi. Erol Yıldız’ı herkes bilir ki; ‘çıkar, bildiği tüm doğruları bugüne kadar net bir biçimde konuşurdu’ bağlasan durmazdı. Muhsin lidere o kadar bağlı o kadar seven ve bu da herkes tarafından şahitlik edilen bir durumdu. Bir an evvel Türk yargısından savcılarımızdan bu olayın en detaylı bir formda kamuoyuyla paylaşılmasını rica ediyoruz.”
2009 seçimlerinde BBP Kahramanmaraş Belediye Lider Adayı olan ve merhum BBP Genel Lideri Muhsin Yazıcıoğlu ile muhafaza polisi Erol Yıldız’ın en yakın yol arkadaşı olan eski BBP Kahramanmaraş Vilayet Lideri Bekir Kılıç, İHA muhabirine açıklamalarda bulundu.
16 Mayıs günü olayın polise bildirilmeden 10 dakika evvel Erol Yıldız’ı iki kez aradığını ve ulaşamadığını belirten Kılıç, “16 Mayıs Pazartesi günü Ankara’ya seyahate çıkmadan evvel saat 10.18’de ve 10.19’da merhum Erol Yıldız kardeşimi telefonla aradım. Telefonu çaldı lakin karşılık vermedi. Genelde de bu türlü karşılık verir, karşılık vermese de çabucak yakın bir süreçte tekrar geri dönerdi. Ben de ‘Erol abi herhalde bugün uyanamadı’ gibisinden çok meraklanmıştım. Yaklaşık yarım saat sonra ortak diğer bir arkadaşımız beni aradı ve merhum Erol’un bir trafik kazası sonucu vefat ettiğini söyledi. Buna inanmak istemedim evvel. ‘Emin misin’ diye birkaç kez tekrarladım. Emin olduğunu GATA’ya geçtiğini söyledi. Sonra yeniden de ben teyit etmek için Mecliste birlikte çalıştığı öteki bir arkadaşı aradım. Bir amirini aradım teyit etmek için. O da olayın yanlışsız olduğunu söyledi. Çok derin bir ıstırap ile ne yapacağımızı bilmez bir hale geldik. Çok süratli bir biçimde Kahramanmaraş’tan Ankara’ya hakikat yol aldık” diye konuştu.
“SUİKAST VAR DA DİYEMEM YOK DA DİYEMEM”
Olayın suikast yahut diğer bir olay olduğunu şu anda söylemeyeceğini belirten Kılıç, “Olayın oluş halini bir türlü kabullenemedik. Zira merhum Erol Yıldız çok yiğit, çok güçlü ve babayiğit bir insandı. Akıllı ve zeki bir insandı. Kendi aracının altında kalma prosedürü ile vefatını bir kabullenemedik bir zihnimizde oturtamadık kimi şeyleri. Zira merhum Erol Yıldız şehit Muhsin liderimizin yanında, yakın korumalığını yapmış ve ister istemez birtakım bilgilere sahip olan bir kardeşimizdi. Ancak bu kaza ile Muhsin liderin davası ile bir bağlantısı var mı derseniz, bunu şu anda vardır yahut yoktur diye söylemem hakikat olmaz. Zira savcılık gerekli soruşturmayı başlattı. Emniyetimiz gerekli soruşturmayı yapıyor. Ve ben Muhsin liderin olayında olduğu üzere artık karanlık tarafların bırakılmayacağına inanıyorum. Türk yargısına güveniyorum. Lakin Erol Yıldız’ın vefatı bir sorunlu suikast mı derseniz, bunu şu anda söylemem çok hakikat olmaz. Şu anda daha çok kazaya yakın olduğu görünüyor. Şayet bir şaibe varsa da bunu Türk yargısı, Türk Emniyeti en kısa müddette çözecek ve vicdanları rahatlatacaktır diye düşünüyorum” halinde konuştu.
“YÜZDE 100 EMİN OLSAYDI 13 YIL BEKLEMEZDİ”
Erol Yıldız’ın Muhsin Yazıcıoğlu’na çok bağlı olduğunu söyleyen Kılıç şunları kaydetti:
“Eğer Erol Yıldız kardeşimiz vefat etmemiş olsaydı, bugün Kahramanmaraş’ta görülen Muhsin Yazıcıoğlu davasında tanıklık ve şahitlik yapacaktı. Neler söyleyecekti? Ne yapacaktı? Tabi ki bunu yalnızca en uygun kendisi bilirdi. Bizim özel görüşmelerimizde bizimle paylaştığı çok farklı bir durum yoktu. Fakat şuna inanıyorum ve eminim ki merhum Erol Yıldız, Muhsin liderin şehadetiyle ilgili o süreci net bir formda aydınlatacak bilgilere yüzde 100 sahip olsaydı, bunun için 13 yıl beklemezdi. Şu ana kadar ne mahkeme sürecini beklerdi ne de rastgele bir süreci beklerdi. Erol Yıldız’ı herkes bilir ki; ‘çıkar, bildiği tüm doğruları bugüne kadar net bir biçimde konuşurdu’ bağlasan durmazdı. Muhsin lidere o kadar bağlı o kadar seven ve bu da herkes tarafından şahitlik edilen bir durumdu. Bir an evvel Türk yargısından savcılarımızdan bu olayın en detaylı bir formda kamuoyuyla paylaşılmasını rica ediyoruz.”
