DUYARBAKIR- Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu dün akşam Diyarbakır’da Kürt problemi ile ilgili kanaat başkanları ve sivil toplum kuruluşları ile 9 saat süren bir toplantı yaptı bugün de gazetecilerle bir ortaya geldi. Davutoğlu hem toplantıdan hem de Ergani ilçesindeki karşılamadan mutlu kalmıştı.
Beklendiği üzere Davutoğlu’nun gündeminde ekonomik kriz, iktidarın otoriterleşmesi, seçim, Kürtçe ve Kürt sorunu vardı. Sivil toplum örgütü temsilcileri ile 9 saat görüştüğünden yola çıkarak denebilir ki gazetecilere ayrılan vakit az, sorulara verilen yanıtlar uzundu.
TOPLANTIDAN BAŞLIKLAR
Davutoğlu’nun gazetecilerle yaptığı toplantıda öne çıkan başlıklar ise şöyleydi:
–Türkiye’nin her alanda yeni süreçlere muhtaçlığı var.
–Zamanında yahut erken yapılacak bir seçim, Cumhuriyet tarihinin en kritik seçimi olacak.
–Diyarbakır ve bölgede iktidarın tek alternatifi Gelecek Partisi’dir.
–Geçler akın akın yurtdışına gidiyor ve bu Ankara tarafından görülmek istenmiyor.
–Her ay 20 esnaf dükkanını kapatmak zorunda kalıyor ve bu berbat gidişe Ankara’daki yöneticiler son derece duyarsız.
–Demokrasi alanında yeni bir atılım ve vizyona muhtaçlık var. Demokrasi olmadan yeni toplum nizamı kuramazsınız.
–Kürt sıkıntısının esaslı tahlili için 3 ana ayak olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’nin genel olarak demokratikleşmesi için öncelikle yeni bir anayasaya muhtaçlık vardır. Kürtçe üzerindeki yasak ve kısıtlamaların ve engellemelerin kaldırılması kaide. Mahallî idarelerde demokrasi eksikliği var. Hiçbir vesayetin olmadığı, bölge halkının öbür bölgeler üzere seçtikleri ile yönetilmesi ve seçilenlerin seçim ile görevlen alınması gereken bir sistem istiyoruz.
–Suriye’nin demografik yapısı değiştirilmemelidir, Kürtler topluca tehdit görülmemelidir.
–İktidarın Suriye’ye yönelik operasyonu iç siyasete materyal olarak kullanmasına karşı çıkmamız lazım.
–Kriz derinleşir ve halk isyan ederse iktidar bundan faydalanıp ülkeyi OHAL kaidelerinde seçime götürme riski vardır.
Başlıklar, güzel, hoş, uyarıcı, umut vadediyor. Lakin?
HER YANIT YENİ BİR SORU OLDU
Ancak sorulara verilen karşılıklar yeni sorulara neden oldu. Şöyle: Davutoğlu, Haziran-Kasım 2015 ortasında yaşananlar ile ilgili bir soru üzerine, “Haziran ile Kasım 2015 ortasında Türkiye’nin en yeterli halde yönetildiği kanısındayım. Enflasyon yüzde 4-5 ortasındaydı. Bugün enflasyon nerede? O gün özgürlükler kısıtlanmamış ve kayyım atamaları olmamıştı. O periyotlar için söyleyeceklerimi daha evvel de lisana getirdim” dedi.
Ancak Davutoğlu, Kasım seçimlerine giderken kaç bombanın patladığına, kaç kişinin bu bombalarla katledildiğine değinmedi.
Bu süreçte belediyelere kayyım atanmamıştı, gerçek. Lakin hem belediyelerin hem de muhalefet partisi HDP’nin nasıl bir kıskaca alındığına dair bir bilgi vermedi.
Çalıştay programında “yüzleşme” konusu da konuşulmuştu. Fakat gazetecilere hangi mevzularda, kimlerin yüzleşeceğine dair bir imada bulunmadı.
Yüzleşilmesi gereken bahislerden bir de Sur ilçesiydi. Yıktırılan Sur ilçesi o kadar hoş restore edilecekti ki Davutoğlu buradan bir konut alacağını söylemişti Diyarbakırlılara. “Sur’u gördünüz mü? Buradan konut almayı düşünüyor musunuz?” diye de soruldu kendisine.
Dönemin Başbakanı ve Gelecek Partisi başkanı Ahmet Davutoğlu, bu sorulara kısaca şöyle yanıt verdi: “Eğer ben Başbakan olarak devam etseydim, Sur’a 3’üncü başbakanlık ofisi açıp, orada bir mesken alacaktım ve tatillerimi Diyarbakır Sur ve Konya’da geçirecektim. Sur’da yapılan onarım çalışmalarını da gerçek bulmadım. Benim tahayyül ettiğim Sur ile yapılan ortasında çok fark vardır.”
Öncelikle binlerce yıldır yaşayan Sur ilçesi neden Toledo’ya benzetilmek istenir?
Davutoğlu’nun Sur ile ilgili anlattıklarından bir hayal kırıklığı yaşadığı anlaşılıyor lakin samimi bir yüzleşme hissedilmiyor maalesef. Meğer seçimlere hakikat giderken samimi bir yüzleşmenin tam da vaktidir ve yüzleşmeye o periyot nelerin yaşandığına dair bilgileri paylaşarak başlayabilir.
Diyarbakır Barosu Lideri Tahir Elçi de Sur’da öldürülmüştü. Bu cinayetle ilgili neler biliyor? Hiçbir şey bilmiyorsa ve hiçbir şey bilmediğini paylaşsa, bu da değerli bir bilgi olur Diyarbakırlılar için.
‘EVİMİ SEN YIKTIN’
Sur ilçesindeki Gazi Caddesi’nde esnaf ziyaret etmek, siyasetçiler için gelenek haline geldi denebilir. Gelecek Partisi önderi Davutoğlu da o denli yaptı.
Bir orta Gelecek Partisi üyeleri caddede “Serok Ahmet” formunda slogan attılar. MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli bu seslenişe çok kızıyor, malum. Partililer, tahminen de Bahçeli’yi kızdırmak için bir müddet sonra tekrar tıpkı sloganı attılar.
Kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyenler ile bir şeyler ikram etmek için ısrar eden esnaf enstantanesi de kendisini şad etmiştir kesinlikle. Lakin birkaç adım sonra şehit polis kızı ve Kürt olduğunu vurgulayan bayanın, şikayetlerini bloke etmek pek kolay olmadı. Bayan ikinci defa yolunu kesip şikayetlerini bildirdi Davutoğlu’na.
Bir öbür bayan, “Evimi siz yıktınız” dedi. Surluydu bayan ve Davutoğlu, Sur’da konutu yıkılan herkesten birebir yansıyı almaya devam edecek üzere görünüyor.
Bunu, “Genel Liderimizin burada talihi nedir?” diye soran partiliye de söyledim: “Burada bir bahtı olsun istiyorsa kendisine sorulan sorulara samimi yanıtlar vermesi gerekiyor. Zira Diyarbakır hiçbir şeyi unutmuyor.”
Şimdilerde ismi mafyatik hadiselerde çokça geçen karanlık vakitlerin ‘ünlü’ İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, “Bir tuğla çekersem duvar yıkılır” demişti gazeteci Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu’ya. Bir öbür karanlık vaktin tuğlası da duruyor yerli yerinde. Davutoğlu günü geldiğinde o tuğlayı çekebilecek mi, kim bilir? Fakat şunu biliyoruz, o tuğlayı çektiği gün Diyarbakırlıların hem gönlünü hem de oyunu kazanma bahtını kıymetli oranda arttırabilir.
Sonunda Diyarbakır’a veda etmek vakti geldi. Davutoğlu kendisini bekleyen araca binişini kayıtsızca izleyen işportacı, “Toledo Ahmet gelmiş” dedi yavaşça.
