Williams, “Bütün gün ayakta olduğunu söyleyen hastalar geliyor, ancak bu beni pek etkilemiyor. Ayakta olmak, fiziksel aktivite tanımına uymuyor.” dedi. Williams’a göre asıl önemli olan sürekli hareket etmek. Düzenli fiziksel aktivitenin kilo kontrolü, düşük tansiyon, daha iyi kolesterol seviyeleri, güçlü kemikler ve kaslar, azalmış inflamasyon, geliştirilmiş beyin fonksiyonları ve ruh sağlığı üzerinde olumlu etkileri bulunuyor.
Ancak acı gerçek şu ki, çoğu insan yeterince hareket etmiyor. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’ne (CDC) göre, yetişkinlerin üçte birinden azı haftalık önerilen 150 dakikalık orta düzeyde aktiviteyi yerine getiriyor. Daha kötüsü, her dört yetişkinden biri günde sekiz saatten fazla oturuyor.
Uzun süreli oturmanın kalp hastalıkları, diyabet, kilo artışı, depresyon ve bazı kanser türleriyle bağlantılı olduğu bulunmuş durumda. 8 bin yetişkin üzerinde yapılan bir araştırma, uzun süre oturmanın erken ölüm riskini artırdığını gösterdi.
Williams, “Hareketsiz yaşam tarzı artık ‘yeni sigara’ olarak görülüyor ve gerçekten o kadar kötü” ifadelerini kullandı.
Bazı uzmanlar, oturarak çalışmanın çözümü olarak sunulan ayakta çalışma masalarının da mucize bir çözüm olmadığını belirtiyor. Ben Greenfield, “Hareketsiz kalmanın olumsuz sağlık etkileri, ister oturur ister ayakta olun, 60-90 dakikayı geçtiğinizde başlıyor” dedi.
Williams, çözümün sadece ayakta durmak değil, gerçekten hareket etmek olduğunu vurguladı. Günde toplam 30 dakikayı bulacak şekilde, 10-15 dakikalık kısa sürelerle kalp atış hızını artıracak aktiviteler yapmanın sağlık açısından büyük fayda sağlayacağını belirtti.
Özetle uzmanlar, masa başında çalışanların her 30 dakikada bir ayağa kalkıp kısa bir süre hareket etmelerini tavsiye ediyor.
Kaynak: Sözcü